23.11.2018

PROF. DR. ERUL: “GENÇLERİN AKILLARINA DA HİTAP ETMEK ZORUNDAYIZ”

Mevlid-i Nebi Haftası etkinlikleri çerçevesinde Afyonkarahisar’da bir konferans veren Prof. Dr. Bünyamin Erul, “Gençleri kazanmaya çalışırken, onların gönüllerine olduğu kadar akıllarına da hitap etmek zorundayız” şeklinde konuştu.

2018 yılı Mevlid-i Nebi Haftası etkinlikleri çerçevesinde Afyonkarahisar İl Müftülüğü Konferans Salonunda bir konferans gerçekleştirildi. “Hz. Muhammed ve Gençlik” temalı konferansa Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bünyamin Erul, konuşmacı olarak katıldı.

Kültürlenme sürecinde gençlere yol göstermek zorundayız

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren İl Müftüsü Şükrü Kabukçu, “Bu yıl “gençlik” kavramı odağında kutladığımız Mevlid-i Nebi Haftamızda,  gençlerle kuşak çatışmaları üzerinden inşa ettiğimiz iletişim kalıplarını bir kenara bırakmamız ve daha sağlıklı iletişim yolları geliştirmemiz gerektiğini hatırlamamız gerekiyor. Birçok olumsuz kültürün dayatıldığı, çok hızlı ve kontrolsüz değişimlerin yaşandığı çağımızda, gençlerimize, kültürlenme süreçlerinde Kur’an ve sünnet çerçevesinde çizilen ortak değerleri çok iyi anlatmak zorundayız.” şeklinde konuştu.

Kur’an’ı Kerim’in örnek gençleri Habil ve Hz. Yusuf’tur

Konuşmasının ilk bölümünde, Kur’an-ı Kerim’de gençlik kavramını ele alan Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bünyamin Erul, Hz. Adem’in evlatları Habil ve Kabil’in temsil ettiği değerler üzerinde düşünmemiz gerektiğine vurgu yaptı.

Kabil’in insan olma sorumluluğunu unutan, zalim, çıkarları doğrultusunda hareket eden ve batıl düşüncenin simgelediğini ifade eden Prof. Dr. Bünyamin Erul,  Habil’in ise olgun, sabırlı, merhametli, sağlam iradeli ve hak yolunda yaşayan gençliğin timsali olduğunu anlattı.

Kırıp dökmeden hak uğrunda mücadele etmenin timsali: Habil

Kur’an’ı Kerim’in, “Habil” örnekliğinde kırıp dökmeden hak uğruna mücadele eden, adaletli, olgun ve ahlaklı bir genç modeli önerdiğinin altını çizen Erul, Hz. Yusuf ve kardeşlerinin kıssasına “gençlik kavramı” bağlamında değindi. Prof. Erul, Hz. Yusuf’un nefsi mücadelesi, sabrı, doğruluğu ve affediciliği sayesinde yaşadığı kazanımları aktarırken, genç kardeşlerinin yaşadıkları kıskançlık, nefret ve hırs nedeniyle yaşadıkları yıkım ve pişmanlığa vurgu yaptı.

Asr-ı Saadet, gençlerin çağıdır

Konuşmasının devamında asr-ı saadet dönemi gençliğini anlatan Prof. Dr. Bünyamin Erul, zihinlerimizde sahabeye dair olgun ve yaşlı insanların canlandığını oysa ki kırk yaşında kendisine peygamberlik verilen Efendimiz (s.a.v)’ın, etrafındaki ilk Müslümanların çok önemli bir bölümünün dinamik, idealist ve cesur gençlerden oluştuğunu belirtti.  Peygamberimizin birçoğu otuz yaşın altında bulunan Müslüman sahabeler ile kurduğu iletişimde en büyük çabasının inançlı, dindar, ahlaklı ve iffetli bir gençlik oluşturabilmek olduğunu söyleyen Erul, bu atmosferin, O’nun gençlere karşı yargılamadan uzak, anlayışlı tutumu, sıcak ve samimi ilgisi sayesinde oluştuğunun altını çizdi.  Asr-ı Saadet gençlerinin, Efendimiz (s.a.v)’ın, oluşturduğu bu atmosferin genç sahabelerin, baskılar, korkunç işkenceler, açlık ve abluka yıllarına göğüs gerdiklerini sözlerine ekledi.

Gençleri kazanmak toplumu kazanmaktır

Prof. Dr. Bünyamin Erul, konuşmasının devamında günümüz gençliğinin kimliğini bulma sürecinde popüler kültürün ve hızlı değişimlerin etkisi altında birçok sorunla karşılaştığını, geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize rehberlik etmenin din görevlilerinin önemli bir sorumluluğu olduğunu vurguladı. Gençlere, güven ve değer hissi vererek, onlara yapmaları ve yapmamaları gereken davranışları düşündürerek, empati yaptırarak öğreten Efendimiz (s.a.v.)’ın tavrını örnek almamız gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Erul, sözlerini şöyle sürdürdü: “Genç bir nüfusa sahip toplumumuzda, gençlerle istişare etme kültürünü geliştirmek, onların psikolojik ihtiyaçlarını anlamak zorundayız. Şunu unutmayalım ki gençliği kazanmak, toplumu kazanmaktır. Gençleri kaybetmek, toplumu yitirmektir. Onları kazanmaya çalışırken gönüllerine olduğu kadar akıllarına da hitap etmek zorunda olduğumuzu ve onlara karşı sorumluluklarımızı aklımızdan hiç çıkarmayalım”

Program, İl Müftüsü Şükrü Kabukçu’nun, Prof. Dr. Bünyamin Erul’a, Hattat Karahisari’ye ait Yasin-i Şerif hattı hediyesi takdim edilmesinin ardından sona erdi.

Konferans programının ardından Afyon Kocatepe Üniversitesi İslami İlimler Fakültesinde öğretim üyeleri ile söyleşi gerçekleştiren Erul, Kredi Yurtlar Kurumlarında barınan üniversite öğrencilerine bir bir konferans verdi.